gün geçmiyor ki yüce vatanımızda güzel bir haberle, olayla uyanalım, uyuyalım. ama ne yazık ki korkunç bir cinayet haberiyle uyandık. bu cinayetlerin bazı "dikkat" çekici olanları bir hafta gündemde duruyor, bazı cinayetlere kurban giden kadınların hikayelerini hiç bilmiyoruz bile.
son yaşanan olay ülkede aşırı gündem olması cabası, bana bir başka kadın cinayetini hatırlattı: emine bulut cinayeti. hepimiz bu cinayeti her zamanki gibi bir belki bir buçuk haftalığına lanetledik, tepki gösterdik, belki ülkede bir şeylerin değişmesini talep ettik.
ancak sonra -muhtemelen bu olayı da unutacağız- hepimiz bu olayı unuttuk.
son yaşanan olay bir gerçeği daha bize tekrardan hatırlattı: kadın cinayetleri.
aslında toplum olarak sorunu direkt olarak "cinayet" kavramına bağlıyoruz, ama ben bunu çok yanlış buluyorum.
bana kalırsa kadın cinayetleri bir sebep değil, sonuçtur. toplumsal hatalarımızın bir felaketi.
asıl sorun sorun ülkemizde patriyarka (ataerkil) anlayışın devam etmesidir. kadınları erkeklerden aşağı görmemizdir.
sorun cinsiyetçi argo kelimeleri ağzımıza dolayıp (malesef bende dahil) bunu normalleştirmemizdir, kadının evlenmesi gerektiğini düşünmemizdir, kadın çalışmaz anlayışıdır.
sorun erkeğin penisi kesilince kutlama, kız adet olunca ayıplamamızdır, kadının eğitim almasına karşı olmamızdır.
ülkemizde belki de yüzbinlerce kadın ailesi, arkadaşları, iş arkadaşları tarafından taciz ediliyor. biz bu kadınların hikayesini bilmiyoruz, çünkü umursamıyoruz.
bilmiyoruz, belki de yüzbinlerce kadın hayallerini gerçekleştirmeye "adım" bile atamıyor. bilmiyoruz belki yüzbinlercesi tacize belki çok daha kötüsü tecavüze uğruyor ama konuşmaya korkuyor, tehdit ediliyor. birçoğunun hikayesini de bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz gibi görünüyor.
biliyorum, bunu cevap verebilecek yeterli bilgi birikimine sahip değilim. belki bana düşmez ama fikir hürriyeti hepimizin insan hakkıdır.
toplum olarak aileden başlayarak gelecek nesilleri -kaldı ki eğitim ailede başlar- eğitmeliyiz, devlet eliyle kadınları sosyal hayata koymalıyız, teşvik etmeliyiz. kadınlara sosyal hayatta bir statüye sahip olmasını ve hayallerini gerçekleştirmelerini sağlamalıyız.
meclise, kamuya cinsiyet kotası koymalıyız. kadın istismarı suçlarına daha caydırıcı yaptırımlar eklemeliyiz. pozitif ayrımcılık uygulamalayız.
eğer en basitinden yakın gelecekte bunları bile yapmazsak, daha çok kadın cinayetleri ve kaybolmuş ve duyulmamış hayatlar göreceğiz gibi görünüyor...